İsminize en uygun ismi bulmak ister misiniz?
Saliha isminin anlamı: İyi, yarar, yetkili, hakkı olan. Saliha ismi Arapça kökenli bir Kız ismidir.
Saliha İsminin Anlamı Nedir? Saliha İsminin AnaliziTaliha: Şans, baht.
Şamiha: 1. Yüksek, gösterişli. 2. Kibirli.
Seniha: Yüce, yüksek
Sabiha: Yüzen, yüzücü, güzel şirin, hoş
Saliha: İyi, yarar, yetkili, hakkı olan
Nasiha: Öğüt veren.
Saniha: Çok düşünmeden doğan iyi ve güzel düşünce veya bu düşünceleri doğuran zekâ.
Sallie: prenses
Samiha: Cömert, eli açık.
Meliha: Güzel, Şirin
Saltanat: Sultanlık, hükümdarlık.
Ziha: parlaklık beyazlık kuraklık
Salise: Üçüncü.
Zeliha: Zeliha - Züleyha’nın bir başka söyleniş biçimidir.
Salwa: Teşvik, konfor, Comfort, aydınlatma
Salus: Sağlıklı
Salıkbike: Tavsiye edilen, beğenilen kadın.
Rasiha: 1. Köklü, kök salan 2. Bilgisi çok geniş olan.
Rayiha: Güzel koku.
Feriha: Sevinçli, ferah
Veciha: bk. Vecihe
Salınbike: Salınan, nazlanan kadın.
Salime: Eksiksiz, sağ, sağlam
Salima: sağlıklı, sağlam
Fariha: Ferah, rahat, sevinçli. bk. Feriha
Semiha: Cömert gönüllü, eli bol
Lâmiha: Parlayan, parlak.- bk. Lâmih
Salimah: güvenli, sağlıklı
Lamiha: Parlayan, parıldıyan, parlak.
Saleema: Sağlıklı, Korumalı
Salkım: 1. Üzüm gibi birçoğu bir sap üzerinde bir arada bulunan yemiş. 2. Üzerinde kısa saplı dallar bulunan çiçek topluluğu. 3. Akasya.
Layiha: Herhangi bir konuda bir görüş ve düşünceyi bildiren yazı. Tasarı.
Salam: Barış
Salıkbey: Tavsiye edilen bey.
Salcan: Coşkulu, taşkın yaradılışlı, hareketli olan kimse. - bk. Selcan
Yemliha: Eshab-ı Kehf´den - 7 Uyurlar´dan. Efsus ya da Yarpuz denilen bir şehirde Dakyanus (Dakyus) adındaki zalim hükümdar, halkı kendisine ve putlarına tapmaya zorlar. Allah´ın varlığına ve birliğine inanan birkaç genç ise gizlice ibadet ederek bu zalimin buyruğu dışına çıkar. Bunu haber alan Dakyanus´tan kaçan gençler, yolda kendileri gibi inançlı bir çobana rastlar. Çobanın bildiği ve yanında su olan bir mağaraya sığınan yedi kişi, burada uykuya dalar.Bu konu Kuran’da Kehf süresin de geçmektedir. Yemliha, bu 7 kişiden biridir.
Salkın: 1. Güneşsiz, serin. 2. Soğuk rüzgâr.
Salâh: 1. Düzelme, iyileşme, iyilik. 2. Barış. 3. Dine olan bağlılık.
Salim: Eksiksiz, sağ, sağlam
Salgur: Saldıran, saldırgan.
Salem: Barış Mirası
Saloman: Huzurlu
Salih: İyi, yararlı, yetkili
Sal: 1. Bir tür ilkel ırmak veya deniz taşıtı. 2. Boy. 3. Yel, rüzgâr. 4. Büyük sarp kaya. 5. Kıyı, kenar.
Sallu: Bir yüceltilmesi bir sepet
Salathiel: er ya da tanrı ödünç
Salâhattin: bk. Selâhattin
Saladin: imanla kurtuluş
Sala: Sırayla ekimde, köyce ekime ayrılan yer.
Salâhi: İyilikle, barışla ilgili.
Saltuk: Hiç bir koşul ve denetime bağlı olmayan
Saldam: Ciddilik, ağırbaşlılık.
Salan: 1. Otlak, mera. 2. Dinlendirilen tarla, toprak.
Salman: Özgür, hür
Salık: 1. Haber, bilgi. 2. Tavsiye.
Saltukalp: Özgür yiğit.
Salaman: Barış
Salis: Üçüncü.
Sallai: Bir yüceltilmesi bir sepet
Salmon: huzurlu, mükemmel, o ödülleri
Saltık: 1. Kendi başına var olan, bağımsız, koşulsuz, mutlak. 2. Salıverilmiş, bırakılmış, azat edilmiş, özgür.
Salurbay: Eli kılıç tutan bey.
Salur: 1. Kılıç. 2. Oğuzların Üçok boyuna bağlı bir Türk kabilesi.
Salâr: Başkumandan, başbuğ, önder.
Saltı: Gezgin, yolculuk eden.