Çocuğunuz için size ve eşinize en uygun ismi bulmak ister misiniz?
Karen İsmiyle Uyumlu Tüm İsimler
Karen isminin anlamı: Saf, arı, katıksız. İngilizce de katherine isminin kısaltılmışı olarak ta kullanılır. Yemen’de bir köy. Veysel Karani’nin köyünün ismi. Allahın sunduğu cennet meyvesi. (Kaynak bilinmiyor). Ok mahfazası. Burma’da yaşayan mongoloid insan topluluğuna ait; Karen halkından; bir bayan ismi.. Karen ismi İngilizce kökenli bir Kız ismidir.
Parla İsmiyle Uyumlu Tüm İsimler
Parla isminin anlamı: Parlamak fiilinin emir kipi, 3. tekil şahıs. Parla ismi Türkçe kökenli bir Kız ismidir.
Kala: 1. Kale, hisar. 2. (T.) Atmaca.
Karye: Köy. Kasabadan küçük olan yerleşim yeri. Kuran’da bir çok ayette geçmektedir (Örn: Bakara 58, 259).
Keren: Duymak
Karanfil: Güzel renkli çiçekler açan bir süs bitkisi.
Yediveren: Yılda birkaç kez çiçek açan gül.
Karakız: Esmer kız.
Güleren: Gül gibi güzel olan dost.
Kardan: Kar gibi, ak, beyaz, temiz, saf.
Gülderen: Gül toplayan, gülleri derleyen. Gül-deren.
Deren: Derleyen, toplayan, ekini biçip toplayan.
Karadut: Siyah renkli dut.
Günseren: Güneş gibi aydınlık, ışık saçan.
Nurveren: Işık, parlaklık, aydınlık veren.
Peren: Ülker yıldızı.
Karaca: 1. Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı. 2. Esmer.
Karisa: çok sevgili
Seren: Yelken gerilmek üzere direğe çapraz takılan ağaç
Zeren: Anlayışlı, kavrayışlı, zeki.
Karissa: Okşamak
Koren: bakire
Ayseren: Parlaklık, ışık saçan.
Püren: 1. Kimi ağaçlarda, yapraklardan ayrı olarak süren ince yaprak. 2. Çalılık ve sık otlu yerler. 3. Sarı, kırmızı çiçek açan ufak yapraklı, arıların çok sevdiği bir tür ot. 4. Meşe ağacı filizi.
Beren: 1. Güçlü, kuvvetli. 2. Akıllı. 3. Tanınmış.4. Kadife kumaş.
Güldüren: Mutlu eden, sevindiren.
Karyan: karanlık bir
Ceren: Halk ağzında "ceylan" anlamına gelir. Moğolca ceylan anlamına gelir.
Ecren: Ecir, ücret, mükafat, hediye, karşılık. Allah’ın hediyesi anlamını taşımaktadır. Kuran’da 3 ayette geçiyor. (Talak 5, Kalem 46, Müzemmil 20)
Gülseren: Gül toplayan,gül dağıtan
Kareena: saf, masum, f arkadaşım
İmren: Görülen bir şeyi veya benzerini edinme isteği. Gıpta.
Karis: Grace;
Karmen: Kırmızböceğinden elde edilen parlak kırmızı saydam boya ve bu boyanın rengi.
Özderen: Derli toplu kimse.
Karmelita: Rab `ın bağ
Karmit: Rab `ın bağ
Karnaim: boynuzları
Nurseren: Işık seren, aydınlık saçan.
Karessa: çok sevgili
Siren: Üst tarafı kız, alt tarafı balık olduğuna inanılan deniz kızı.
Karsu: Kar suyu, baharda dağların zirvesinden eriyerek akan su.
Kariina: bulundu
Karima: Noble, cömert
Dilderen: Sevgi toplayan, gönül alan, beğenilen.
Karyağdı: Karlı günde doğan beyaz tenli kız çocuklarına verilen bir ad.
Gülören: Gül-ören.
Güngören: Mutluluk, neşe içinde yaşayan.
Karine: övme
Karsel: Karın erimesiyle oluşan sel.
Iren: Barış
Karlyn: Freeman, adam, Ahbap
Ayceren: Ay gibi güzel ve parlak ceylan.
Nesteren: Ağustos gülü, yaban gülü.
Yaren: Arkadaş, yakın dost.
Gülveren: Gül veren.
Eren: Ermiş kişi
Kardeş: 1. Aynı ana babadan doğmuş veya ana babadan biri ayrı olan çocukların birbirine göre adı. 2. Çok yakın arkadaş, dost.
Karacan: Esmer kimse.
Demren: Ok, kargı gibi silahların ucundaki sivri demir. bk. Temren
Karaduman: Siyah duman.
Kartal: Yırtıcı bir tür kuş
Karakaş: Gür ve kara kaşları olan kimse.
Elveren: Yardım eden, yardımcı olan.
Karabaş: 1. Hiç evlenmemiş erkek, bekâr. 2. Evlenmeyen rahip. 3. Kışa dayanıklı sert buğday.
Karaçelik: Kuvvetli, güçlü esmer kimse.
Eneren: Erenlerin en üstünü, değerlisi.
Karakalpak: Orta Asya´da yaşayan bir Türk boyu.
Karmel: Bağ
Tören: Anma, kutlama gibi amaçlarla yapılan toplantı.
Karabudun: Esmer milletten olan.
Karabükey: Güçlü güreşçi.
Karlu: Karlı.
Evren: Kainat, yaratılmışların tümü
Karakoyun: Uysal, ılımlı esmer kimse.
Kargınalp: Coşkulu, taşkın, hareketli yiğit.
Kardelen: Karda yaşayabilen çiçek
Karacabey: 1. Esmer bey. 2. Kahramanlığıyla ün salmış bir Türk komutanı.
Horen: Güneş
Karasungur: Soğukkanlı, sakin esmer kimse.
Karacakurt: Yaşlı ve deneyimli esmer kimse.
Oren: Çam
Karakuş: Kartal cinsindan kuşlara verilen genel ad.
Güneren: Güneş gibi aydınlık ve ışık saçan yiğit.
Karatekin: Esmer kimse.
Karaçar: Kötü ruhlar.
Teceren: Becerikli, tasarruflu.
Karabörü: İşini iyi bilen esmer kimse.
Karabulut: Koyu esmer renkte büyük yağmur bulutu.
Karabuğra: Deve gibi boylu boslu olan kimse.
Karun: Çok zengin kimse. Kur’an’da kendisinden çok zengin olarak söz edilen ve bütün mal varlığı bir anda yok olan kişi. Kuran’da Ankebut 24, Mu’min 39, Kasas 76 ve 79. ayetlerde geçer.
Karataş: Siyah taş, hacerülesvet.
Karatay: Anadolu Selçuklu devlet adamı.
Tanören: Şafak vaktinde de çalışan kimse.
Karabay: Esmer, yağız kimse.
Karık: 1. Bağ ve bahçelerde sebze ekmek için ayrılan bölümler. 2. Karışık, karışmış.
Tezveren: Çabucak veren.
Üren: 1. Kurak, susuz yer. 2. Şimşek. 3. Soy.
Kartekin: Kar gibi saf, temiz kimse.
Karamut: Kara baht, kötü şans.
Karakucak: 1. Sarılma, kucaklama, kavrama, tutuşma. 2. En eski Türk güreş biçimi.
Karasu: Ağır akan su.
Tezeren: Çabuk ulaşan.
Karapars: Güçlü, kuvvetli esmer kimse.
Karademir: Güçlü, kuvvetli esmer kimse.
Kartay: Yaşlı, pir.
Karabey: Esmer, yağız bey.
Güçeren: Güçlü yiğit.
Karasüyek: Eski Türklerde soylular karşıtı olan halk katmanı.
Karaçay: Bir Türk kavminin adı.
Karamürsel: 1. Marmara Denizi kıyılarında işleyen küçük teknelere verilen ad. 2. Marmara bölgesinde Kocaeli’nin ilçe merkezi.
Karapet: Güneş ışıklarının efendisi, güneş
Kareem: Cömert
Karaboğa: Güçlü, kuvvetli esmer kimse.
Kargın: 1. Taşkın su. 2. Bol, çok. 3. Doymuş, tok. 4. Erimiş buz ve kar parçalarının oluşturduğu akarsu. 5. Çağlayan.
Kargı: 1. Eskiden silah olarak kullanılan, ucu sivri demirli, ağaçtan yapılmış uzun sırık. 2. Kamış, saz.
Karakaya: Güçlü, kuvvetli esmer kimse.
Ayren: Gücü Mountain
Karayel: Kuzeybatıdan esen, genellikle soğuk yel.
Airen: Gücü Mountain
Karadoğan: Esmer olarak dünyaya gelen.
Karatün: Karanlık gece.
Karahan: Tarihte bazı kavimlerde hanlara verilen san.
Jaren: İsrail Jaron Modern varyant 'sevinç çığlığı.'.
Karakoç: Delikanlı, yiğit esmer kimse.
Temren: Ok, kargı gibi silahların ucundaki sivri demir.
Aren: Kum tanesi, ağaç cinsi
Karamuk: Dağlarda kendi kendine biten ve ilkbaharda çiçek açan, saçma büyüklüğünde, üzüm biçiminde meyveleri olan dikenli bir bitki, çalı.
Karaoğlan: Esmer renkli çocok.
Karsten: İsa şöyle bir
Karabuğday: Tohumları için yetiştirilen bir yıllık bitki.
Karadeniz: Türkiye´nin kuzeyindeki büyük deniz.
Karatan: Şafak sökmeden önceki alaca karanlık.
Süeren: Güçlü, kuvvetli yiğit.
Karakoca: 1. Saçı sakalı ağarmayan yaşlı adam. 2. Büyümeden yaşlanan kavruk ağaç.
Karaörs: Kuvveti, güçlü kimse.
Karakurt: Deneyimli esmer kimse.
Karacı: 1. Gönül alan. 2. Gözetleyici.
Canören: Gerçek dost olan.
Uzgören: Gerçeği önceden görebilen kimse.
Karin: Yakın. Yakınında olan. Yakın dost. Nail olan. Hısım komşu. Kuran’da geçmektedir. (Kaf 23-27). Japonca anime ve manga serisi Naruto’da kurgusal bir karakterdir.
Kara: 1. En koyu renk, siyah. 2. Zenci, esmer.
Karlık: Kar kuyusu.
Karamık: Dağlarda kendi kendine biten ve ilkbaharda çiçek açan, saçma büyüklüğünde, üzüm biçiminde meyveleri olan dikenli bir bitki, çalı. - bk. Karamuk
Karayağız: Koyu esmer kimse.
Üngören: Tanınan, ünlü, meşhur.
Karan: 1. Kahraman, yürekli. 2. Karanlık.
Karanalp: Kara yağız, kahraman yiğit.
Karaalp: Esmer, kara yağız yiğit.
Karim: cömert
Karhan: Tarihte bazı kavimlerde hanlara verilen san.- bk. Karahan
Özveren: Özveride bulunan, fedakâr kimse.
Öngören: İleriyi düşünerek, göz önünde tutarak davranan.
Alperen: Yiğit, cesur, yürekli kimse,bahadır.
Karadağ: Bulutlarla kaplı dağ.
Karakan: Bir tür dağ ağacı.
Parlar: Işık saçan, ışıldayan, aydınlık veren.
Airla: ruhani
Burla: Gezmek, dolanmak. Üzüm salkımı. Savaşçı, cengaver kadın. Türk efsanelerinde, halk öykülerinde ve masallarında söylencesel kadın cengaver.
Parlanur: "Nur gibi parla, ışık saç" anlamında kullanılan bir ad.
Parla: Parlamak fiilinin emir kipi, 3. tekil şahıs
Parlak: 1. Parlayan, ışıldayan. 2. Temiz. 3. Çok başarılı.
Pardes: Orange Grove
Pars: Yırtıcı bir hayvan
Partev: Hükümdar, çar, savaşçı
Paris: Paris, France
Paruyr: Helezon, Işıkla dolu
Parkev: ödül, tanrıların şerefine şarabın toprağa dökülmesi, toprağa dökülen şarap (kurbanla alakalı)
Par: kaya
Parunak: Tanrının zerresi, Tanrı parçacığı
Parmenas: hangi kalır ya da kalıcı olarak