İsminize en uygun ismi bulmak ister misiniz?
Karatan isminin anlamı: Şafak sökmeden önceki alaca karanlık. Karatan ismi Türkçe kökenli bir Erkek ismidir.
Karatan İsminin Anlamı Nedir? Karatan İsminin AnaliziBeritan: 1.Bir Kürt aşiretinin ismi 2. Yaylaya giden kız
Karmelita: Rab `ın bağ
Karlyn: Freeman, adam, Ahbap
Özaytan: Sabahın ilk vakitleri gibi aydınlık ve parlak olan.
Kareena: saf, masum, f arkadaşım
Karanfil: Güzel renkli çiçekler açan bir süs bitkisi.
Karmen: Kırmızböceğinden elde edilen parlak kırmızı saydam boya ve bu boyanın rengi.
Karima: Noble, cömert
Karyan: karanlık bir
Delistan: İsmin anlamı bazı internet sitelerinde “ilkbaharda birdenbire kabarmış bahçe ve gelişmiş, içinde her türden bitki bulunan, karışık bahçe” anlamlarına geldiği iddia edilmektedir ancak bir hiçbir kaynakta bu bilgilere rastlayamadık. Bu yüzden ismin uydurma olabileceğini düşünüyoruz. İsim hakkında bilgi sahibi olanlar bize bilgi verebilir.
Gültan: İnsanı şaşırtan nitelikte güzel olan.
Karmit: Rab `ın bağ
Nurtan: Işıklı, aydınlık tan.
Gülistan: Gül bahçesi
Karisa: çok sevgili
Kardan: Kar gibi, ak, beyaz, temiz, saf.
Karaca: 1. Geyikgillerden, boynuzları küçük ve çatallı bir av hayvanı. 2. Esmer.
Kutan: 1. Saban. 2. Saka kuşu.
Karyağdı: Karlı günde doğan beyaz tenli kız çocuklarına verilen bir ad.
Karnaim: boynuzları
Karsel: Karın erimesiyle oluşan sel.
Sultan: 1. Padişah, hükümdar.2. Hükümdar ailesinden olan kadınlara verilen ad.3. mecazi olarak Sevilen, beğenilen, baş tacı edilen.
Kariina: bulundu
Karakız: Esmer kız.
Karye: Köy. Kasabadan küçük olan yerleşim yeri. Kuran’da bir çok ayette geçmektedir (Örn: Bakara 58, 259).
Aysultan: Ay gibi güzel olan sultan.
Destan: Kahramanlık olaylarını konu alan şiir
Karsu: Kar suyu, baharda dağların zirvesinden eriyerek akan su.
Karissa: Okşamak
Karadut: Siyah renkli dut.
Hansultan: Hükümdar ve sultan.
Karessa: çok sevgili
Dilsitan: Gönül alan güzel.
Karine: övme
Karis: Grace;
Karaman: 1. Esmer, kara yağız insan. 2. Güneybatıdan esen yel.
Karatan: Şafak sökmeden önceki alaca karanlık.
Vatan: Yurt.
Kartekin: Kar gibi saf, temiz kimse.
Arıtan: Temizleyen, arı duruma getiren.
Karadeniz: Türkiye´nin kuzeyindeki büyük deniz.
Doğantan: Şafak vakti.
Eytan: Sağlam, güçlü
Karaçay: Bir Türk kavminin adı.
Karakuş: Kartal cinsindan kuşlara verilen genel ad.
Karaer: Kara yağız, esmer yiğit.
Ülkütan: Ülküsü tan vakti gibi aydın olan.
Birtan: Sabahın ilk aydınlığı gibi yakışıklı olan.
Tunçtan: Tunç gibi güçlü kimse.
Kaptan: Gemi yönetimiyle görevli en yüksek görevli.
Karmel: Bağ
Karabuğday: Tohumları için yetiştirilen bir yıllık bitki.
Karlık: Kar kuyusu.
Karabatak: 1. Balıkla beslenen, gagası uzun ve sivri kara tüylü bir deniz kuşu. 2. Geleceğini düşünmeden yaşayan, savurgan.
Oğuztan: Güçlü kuvvetli, iyi yürekli kimse.
Yonatan: Tanrı'dan Hediye
Taştan: Taş gibi güçlü.
Karakoca: 1. Saçı sakalı ağarmayan yaşlı adam. 2. Büyümeden yaşlanan kavruk ağaç.
Kardelen: Karda yaşayabilen çiçek
Kara: 1. En koyu renk, siyah. 2. Zenci, esmer.
Berktan: Sabahın parlaklığı.
Karakaya: Güçlü, kuvvetli esmer kimse.
Karun: Çok zengin kimse. Kur’an’da kendisinden çok zengin olarak söz edilen ve bütün mal varlığı bir anda yok olan kişi. Kuran’da Ankebut 24, Mu’min 39, Kasas 76 ve 79. ayetlerde geçer.
Aitan: Güçlü.
Karasal: Kara ile ilgili.
Karpos: Kâr
Karataş: Siyah taş, hacerülesvet.
Günaltan: Güneş gibi aydınlık ve ışık saçan hükümdar.
Karin: Yakın. Yakınında olan. Yakın dost. Nail olan. Hısım komşu. Kuran’da geçmektedir. (Kaf 23-27). Japonca anime ve manga serisi Naruto’da kurgusal bir karakterdir.
Şahistan: Şah ülkesi.
Okutan: Eğitici, öğretmen.
Gümüştan: Tan vakti gibi temiz ve saf olan.
Karacabey: 1. Esmer bey. 2. Kahramanlığıyla ün salmış bir Türk komutanı.
Karsten: İsa şöyle bir
Ufuktan: Ufuk ve tan.
Karabulut: Koyu esmer renkte büyük yağmur bulutu.
Satan: Aksine rakip düşman savcı
Onuktan: Sevgili, aziz kimse.
Karabuğra: Deve gibi boylu boslu olan kimse.
Özertan: Gerçekten erdemli olan kimse.
Karakalpak: Orta Asya´da yaşayan bir Türk boyu.
Karakaş: Gür ve kara kaşları olan kimse.
Aydıntan: Sabahın aydınlığı gibi parlak olan.
Karayel: Kuzeybatıdan esen, genellikle soğuk yel.
Karasüyek: Eski Türklerde soylular karşıtı olan halk katmanı.
Karakan: Bir tür dağ ağacı.
Günkutan: Gününü neşeli ve mutlu geçiren.
Karadoğan: Esmer olarak dünyaya gelen.
Göktan: Şafak vakti.
Karayağız: Koyu esmer kimse.
Karaşın: Esmer.
Çintan: Sabah vakti.
Lotan: yara mür reçinesi altında gizli
Aytan: Ay aydınlığı.
Akıntan: Tan yeri ağarırken yapılan akın.
Karlu: Karlı.
Kargınalp: Coşkulu, taşkın, hareketli yiğit.
Karabörü: İşini iyi bilen esmer kimse.
Kartay: Yaşlı, pir.
Karatün: Karanlık gece.
Natan: Tanrı'dan Hediye
Karatay: Anadolu Selçuklu devlet adamı.
Koraltan: Ateşli, canlı, hareketli hükümdar.
Uztan: Yetenekli, becerikli kimse.
Karakoyun: Uysal, ılımlı esmer kimse.
Okatan: Ok atan, ok fırlatan.
Köktan: 1. Köklü, yüzeyde kalmayan, derine inen. 2. Soylu.- bk. Kökten
Karadağ: Bulutlarla kaplı dağ.
Karcan: Esmer kimse. bk. Karacan
Oğultan: Sabahleyin doğan çocuk.
Karlukhan: Karluk boyunun hanı.
Karim: cömert
Karabükey: Güçlü güreşçi.
Karabudun: Esmer milletten olan.
Mestan: Savruk. Cüret sahibi
Karanbay: Kahraman, yürekli kimse.
Ortan: Ateş renginde kızıl tan.
Karakurt: Deneyimli esmer kimse.
Karaçelik: Kuvvetli, güçlü esmer kimse.
Komutan: Bir asker topluluğunun başı, kumandan.
Gülertan: Aydınlık şafak.
Joktan: küçük iddia anlaşmazlıklar korku
Karaalp: Esmer, kara yağız yiğit.
Örtan: Tan vaktinde doğmuş değerli kişi.
Kareem: Cömert
Karasu: Ağır akan su.
Sertan: Gecenin en karanlık olduğu andan itibaren dünyanın o yüzeyine gelen günün ilk ışıkları.
Ulutan: Yüce, erdemli ve saygın kişi.
Karaörs: Kuvveti, güçlü kimse.
Kargı: 1. Eskiden silah olarak kullanılan, ucu sivri demirli, ağaçtan yapılmış uzun sırık. 2. Kamış, saz.
Artan: 1. Yarar, fayda. 2. Üstünlük, meziyet, nitelik.
Uraltan: Şehirli, kentli hükümdar.
Kargın: 1. Taşkın su. 2. Bol, çok. 3. Doymuş, tok. 4. Erimiş buz ve kar parçalarının oluşturduğu akarsu. 5. Çağlayan.
Karık: 1. Bağ ve bahçelerde sebze ekmek için ayrılan bölümler. 2. Karışık, karışmış.
Karahan: Tarihte bazı kavimlerde hanlara verilen san.