İsminize en uygun ismi bulmak ister misiniz?
Hare isminin anlamı: Cam, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş. Hare ismi Farsça kökenli bir Kız ismidir.
Hare İsminin Anlamı Nedir? Hare İsminin AnaliziMehpare: Ay parçası
Sehhare: Çok güzel, büyüleyici kadın.
Mahpare: Ay parçası, çok güzel kadın. - bk. Mehpare
Hare: Cam, göz vb.nde dalgalanır gibi görünen parlak çizgiler, meneviş.
Seyyare: 1. Gezegen. 2. Kervan, kafile.
Sare: Saf,temiz,kalabalık,topluluk anlamları da var(Osmanlıca). 1. Sıçrayan, atlayan. 2. İhtiyaç. 3. Susuzluk. 4. Hz. İbrahim´in eşinin adı.
Harmonia: ares kızı
Kibare: 1. Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan. 2. Seçkin, değerli. 3. Zengin, soylu.
Harbiye: Savaşla ilgili.
Kalare: Parlak, net
Nevvare: Ağaç çiçeği.
Elnare: Ülkesinin ışığı, odlar yurdu. Azerbaycan’ın diğer ismi ile de eşanlamlıdır.
Harum: yüksek aşağı atmak
Şekerpare: 1. Çok tatlı bir kayısı türü. 2. Bir tür nakış. 3. Bir tür tatlı.
Ruhsare: 1. Yanak. 2. Yüz, çehre. - bk. Ruhsar
Zürare: Saçılan şey.
Sitare: 1. Yıldız. 2. Talih, baht, kader.
Harika: Eşyanın tabiatı dışında, doğa üstü, garip şey, olağanüstü
Gülnare: bk. Gülnar
Harel: Tanrı Dağı
Harim: , yok tanrıya adanmış
Çare: 1.Bir sonuca varmak, ortadaki engelleri kaldırmak için tutulması gereken yol, çıkar yol, çözüm yolu. 2.Tedavi yolu, deva
Hareph: kış sitem
Harhas: güven öfke ısı
Haris: Süngü demiri. Soğuk olan şey. Muhafız. Bekçi. Gözcü. Himaye eden. Bekleyen. Son derece hırslı olan.
Haran: dağlık ülke
Caesare: longhaired
Harput: Güneşli lotus
Haruz: Dikkat
Harun: Akseden, parlayan. Hz. Musa (a.s)’ın Peygamber olan küçük kardeşinin adı. Köken: İbr. Söyleyiş: (ha:run) Cinsiyet: Erkek 1. Parlayan.2. Hz. Musa’nın küçük kardeşinin adı. Bir tutam ot. Özellikle atlarda görülen, bulaşıcı bir çeşit hastalık, sakağı. sıf. (Ar. ḥurūnet “hayvanın inat edip ileri gitmemesi”nden ḥarūn) 1. İlerleyeceği yerde huysuzluk edip geri geri giden (at) [Halk ağzında harın kullanılmaktadır]: Zabta kim kādir idi esb-i harûn-ı feleği / Olmasa kabza-i destinde inân-ı devlet (Sâmi). Ashâb-ı kiram haydi dediler, kalkmadı, harun hayvan gibi inat edip durdu (Cevdet Paşa). 2. mec. İnatçı (kimse).
Haroun-Al-Rachid: Dik
Harbonah: onun çöküşünü, kılıcını
Harrell: Tanrı Dağı
Harb: